Mersin’in en büyük ilçelerinden biri olan Mut, Toros Dağları eteklerinde, Akdeniz’in sıcak etkisinin bahar esintisine dönüştüğü serin bir vahayı temsil eder. İlçe, özellikle Mut şekerparesi kayısısıyla ünlüdür; dağlarından gelen temiz su, bahçelerini dünya çapında lezzetli meyvelerle donatır. Ortasından geçen Göksu Nehri, hem doğal güzelliklere hem de eğlenceli aktiviteler sunar. Tarih, doğa ve tarımın harmanlandığı bu topraklar, keşfetmek isteyenlere çok sayıda rotayı bir arada bulunur.
Mut, Roma döneminden Karamanlılar’a uzanan güçlü tarihi mirasıyla da öne çıkar. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesine konu olan Mut Kalesi, Laal Paşa Camii, Taşhan gibi yapılar, geçmişin görkemini bugüne taşır. Ayrıca modern Mut’ta doğa yürüyüşü, kamp ve rafting gibi aktivite imkânları mevcuttur. Hazırsanız, gelin beraber keşfedelim… işte karşınızda Mut’ta mutlaka görülmesi gereken yerler!
1. Dağpazarı Kilisesi (Coropissus Antik Kenti)
Dağpazarı Kilisesi, Mut’un kuzeyinde yer alan Coropissus Antik Kenti içerisinde yer alır. Bu yapı, Geç Roma – Erken Bizans dönemine tarihlenir ve dağın eteklerine kurulmuş olmasıyla dikkat çeker. Ayakta kalan apsis duvarı, taş örgü tekniği ve yer yer görülen fresk kalıntıları, kilisenin dönemi için ileri düzeyde inşa edildiğini gösterir. Yapı çevresinde ise antik sarnıçlar, mezarlar ve taş döşeme yollar hâlâ görülebilir. Bu alan, hem dini hem de askeri amaçlarla kullanılmış, aynı zamanda çevre halkı için önemli bir merkez olmuştur.
Dağpazarı bölgesi, doğal güzellikleri ve tarihî atmosferi bir araya getirerek ziyaretçilerine eşsiz bir keşif olanağı sağlar. Antik kentin yüksek konumu, hem fotoğrafçılar hem doğa yürüyüşçüleri için cezbedicidir. Yaz aylarında daha serin bir atmosfer sunan bu dağlık alan, kültürel ve doğal keşfi aynı anda yaşamak isteyenler için Mut’un en özel noktalarından biridir.
2. Mut Taşhan Tarihi Han
Taşhan, Mut ilçe merkezinde yer alan ve 18. yüzyıl Osmanlı dönemine ait bir kervansaray yapısıdır. 1723–1725 yılları arasında Hacı Sunullah Paşa tarafından yaptırılan yapı, klasik Osmanlı han mimarisini taşır. Kalın kesme taş duvarlar, sivri kemerli açıklıklar ve avlu planı yapının temel öğeleri arasındadır. Taşhan geçmişte ticaret kervanlarının konaklama ve ticaret merkezi olarak kullanılmış; günümüzde ise hem kültürel hem de ticari bir alan olarak hizmet vermektedir.
Restorasyon sonrası Taşhan, “Üretici Kadın Pazarı” olarak da anılmaya başlanmıştır. Bu pazarda el emeği göz nuru ürünler, yöresel yiyecekler ve Mut’a özgü hediyelik eşyalar satılmaktadır. Taşhan, hem tarihi atmosferi hem de günümüzdeki canlı kullanımı ile Mut’a gelen ziyaretçilerin uğraması gereken otantik duraklardan biridir. Tarih, kültür ve yerel yaşantıyı bir arada yaşamak isteyenler için eşsiz bir noktadır.
3. Kilise Tepe Höyüğü
Kılıstepe, Mut ilçesinin doğusunda yer alan ve tarih boyunca yerleşim görmüş önemli bir höyüktür. Arkeolojik kazılarla Hitit ve Roma dönemlerine uzanan izler ortaya çıkarılmıştır. Tepe, konik yapısıyla dikkat çekerken hem savunma hem de yerleşim amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir. Höyüğün çevresinde seramik parçaları, taş temeller ve kaya mezarları gibi buluntular ziyaretçilerin ilgisini çeker. Giriş serbesttir ve gün batımında tepe üzerinden Göksu Vadisi’nin panoramik manzarası izlenebilir.
Kılıstepe’ye yapılan yürüyüşler, hem doğa hem de tarih tutkunları için benzersiz bir deneyim yaşatır. Etrafı çam ağaçlarıyla çevrili olan bölge, özellikle sabah saatlerinde kuş gözlemcileri için de idealdir. Arkeoloji meraklıları için ise tarihî dokusuyla keşfe açık bir alan olmaktadır. Bölge sakinleri, höyük çevresine dair çeşitli halk hikâyeleri anlatır, bu da bölgeye kültürel bir derinlik kazandırır.
4. Sason (Sasun) Kanyonu
Sason Kanyonu, Mut’un doğusunda yer alan ve Göksu Nehri’nin zamanla oyarak oluşturduğu etkileyici jeolojik yapılardan biridir. Keskin kayalık duvarlarla çevrili bu doğal geçit, kimi yerlerde onlarca metre yüksekliğe ulaşır. Kanyon, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında trekking ve doğa yürüyüşü yapmak isteyen ziyaretçilerin uğrak noktasıdır. Su sesi ve kuş cıvıltıları arasında ilerlerken bölgenin bakir güzelliği kendini gösterir.
Kanyon boyunca küçük çağlayanlar, doğal havuzlar ve gölgeli kamp alanları bulunur. Doğa fotoğrafçıları için dramatik manzaralar sunan bu bölge, ayrıca kaya tırmanışına meraklı olanlar için de uygun parkurlar barındırır. Yolu biraz zorlu olsa da ulaşıldığında karşılaşılan doğa manzarası tüm yorgunluğu unutturur. Sessizlik, serinlik ve doğayla baş başa kalmak isteyenler için Sason Kanyonu eşsiz bir kaçış rotasıdır.
5. Basilica (Dağpazarı-Basilika)
Basilica, Dağpazarı Antik Kenti içinde yer alan geç dönem Roma–Bizans kilise yapısıdır. Uzun sütunlu iç mekânı, apsis bölümü ve sütun kaideleriyle dikkat çeken yapı, dindar toplanma yeri olarak tasarlanmıştır. Taş duvarlarında yer yer görülen niş ve sivri kemer tarzı mimari ögeler dönemin estetik anlayışını yansıtır. Çevresinde at nalı planlı mozaikler ve mozaikli taş zemin kalıntıları da zamanla ortaya çıkmıştır.
Yapı, muhteşem Toros Dağları manzarası eşliğinde heapolitik bir tepeye kuruludur. Sessizliğe gömülü bu ortamda gezildiğinde, hem erken Hristiyanlık dönemine ait ritüellerin izleri hissedilir hem de doğayla bütünleşmiş mimari estetik deneyimlenir. Fotoğraf meraklıları için sütunlar ve sıra sistemiyle dramatik bir perspektif sergiler. Ayrıca, ziyarete gelenler burayı doğa yürüyüşü ve antik keşif rotası olarak birleştirebilirler.
6. Kırkpınar (Kırkpınar Deresi ve Vadisi)
Kırkpınar, Mut ilçesinin doğusunda, Toros Dağları’ndan doğan bir derenin oluşturduğu vadi boyunca uzanır. Derin vadiler, serin su kaynakları ve yem yeşil çam ormanlarıyla çevrili Kırkpınar, doğa yürüyüşü, trekking ve fotoğraf tutkunları için ideal bir rotadır. Özellikle yaz aylarında, serin dere kenarlarında dinlenmek, suya ayak sokmak ya da piknik yapmak isteyenler tarafından sıkça tercih edilir.
Vadi boyunca ilerledikçe, büyük kaya bloklarının altında doğal göletler oluşur. Bu bölgeler, sessiz bir doğa kaçamağı için uygun küçük duraklar sunar. Kuş cıvıltıları, su sesi ve doğanın ortasında geçirilen vakit, zihni dinlendirmeye yardımcı olur. Kırkpınar, şehir karmaşasından uzakta, doğanın kollarında huzur arayanlar için bu topraklarda mutlaka keşfedilmesi gereken saklı bir cennettir.
7. Mavga Kale - Sibyla
Mavga Kalesi, Mersin’in Mut ilçesine bağlı Mavga Mahallesi sınırları içinde, sarp bir tepe üzerine kurulmuş eski bir savunma yapısıdır. Antik dönemlerden kalma izler taşıyan bu kale, özellikle Bizans ve Orta Çağ dönemlerinde stratejik bir gözetleme noktası olarak kullanılmıştır. Kesme taşlarla örülmüş sur kalıntıları, yüksek burçları ve hâlen ayakta duran bazı duvarları, dönemin askeri mimarisine dair izler taşır.
Kale, geniş bir vadiye hâkim konumu sayesinde ziyaretçilere mükemmel bir manzara sergiler. Günümüzde kısmen harap durumda olsa da, doğa yürüyüşü ve tarih meraklıları için etkileyici bir durak olarak ilgi görmektedir. Kaleye ulaşmak için dar bir patikadan yürüyüş yapmak gerekir; bu da doğa ve macera tutkunları için keyifli bir deneyim yaşatır. Mavga Kalesi, Mut’un saklı tarih hazinelerinden biridir.
8. Alahan Manastırı
Alahan Manastırı, Toros Dağları’nın kuzey eteklerinde, Mut merkezinin yaklaşık 15 km uzağında yer alır. Roma-Bizans döneminden kalma kilise, yemekhane ve keşiş hücrelerini içerir. Evliya Çelebi, yapının yeni süslenmiş gibi olduğunu belirtmiştir.
Mimarisi ve kaya oyma bölümleriyle dikkat çeken manastır, erken Hristiyanlık dönemine ait önemli bir tarihi eserdir. UNESCO geçici listesinde yer almıştır. Doğa yürüyüşüyle erişilen bölge, tarihi ve manzara açısından eşsiz bir atmosfere ev sahipliği yapar.