Yurt İçi

Gökçeada'da Gezilecek Yerler

20 Temmuz 2025
İçerikler [göster]

Çanakkale'nin Ege Denizi’ne açılan yüzü olan Gökçeada, Türkiye'nin en büyük adası olmasının yanı sıra doğal güzellikleri, sakin yaşamı ve tarihi köyleriyle dikkat çeker. Eski adıyla İmroz olarak bilinen bu ada, hem kültürel çeşitliliği hem de bozulmamış doğasıyla ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim vadeder. Masmavi koyları, taş evlerle bezeli Rum köyleri ve rüzgâr sörfüne elverişli sahilleriyle yılın her döneminde ilgi çeken alandır.

Ada, sürdürülebilir yaşam biçimlerinin ve organik tarımın ön planda olduğu yerleşimleriyle ön plana çıkar. Gökçeada'da zaman yavaş akar; bu da gelenlerin dinlenmesini, düşünmesini ve doğayla bağ kurmasını kolaylaştırır. Tarihî dokusunu koruyan yerleşim yerleri, lezzetli Ege mutfağı ve dost canlısı insanlarıyla Gökçeada, kalabalıktan uzak, anlamlı bir tatil arayanlar için eşsiz bir durak niteliğindedir.

1. Zeytinliköy

Gökçeada'nın en eski ve en çok ziyaret edilen köylerinden biri olan Zeytinliköy, tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle dikkat çeker. Taş evleri, dar sokakları ve geleneksel Rum mimarisiyle adeta bir açık hava müzesi gibidir. Köy, Ortodoks Rum kültürünün izlerini taşıyan kiliseleri, eski çamaşırhaneleri ve zeytinlikleri ile otantik bir atmosfer olur. Tepelik bir alanda konumlanması nedeniyle buradan adanın eşsiz manzarası izlenebilir.

Zeytinliköy aynı zamanda kahvehaneleri ve ev yapımı ürünleriyle de meşhurdur. Ev yapımı reçeller, zeytin ürünleri ve keçi sütünden yapılan dondurma gibi tatlar köyde sıkça bulunur. Ziyaretçiler, burada sakin sokaklarda dolaşarak, ada yaşamının ritmini hissedebilir. Köydeki misafirperverlik ve huzurlu ortam, özellikle şehir hayatından uzaklaşmak isteyenler için birebirdir.

2. Tepeköy

Tepeköy, Gökçeada'nın yüksek noktalarından birinde yer alan, tarihi Rum köylerinden biridir. Köy, adını aldığı gibi yüksek bir konuma sahip olup, gün batımının en güzel izlendiği yerlerden biridir. Eski taş evler, dar sokaklar ve restore edilmiş yapılar köyün kimliğini oluşturur. Tepeköy’ün en bilinen özelliklerinden biri de her yıl düzenlenen geleneksel Meryem Ana Panayırı’dır.

Ziyaretçiler bu köyde hem kültürel bir mirası görebilir hem de eşsiz doğa manzaraları eşliğinde yürüyüşler yapabilir. Köyün ortasında yer alan büyük çınar ağacı, gölgesinde dinlenmek için iyi bir noktadır. Köy halkı geleneksel yaşam tarzını sürdürdüğü için burada farklı bir yaşam ritmiyle tanışmak mümkündür. Tepeköy, ada kültürünü tanımak için ideal bir uğrak yeridir.

3. Kaleköy Limanı

Kaleköy, hem tarihi geçmişiyle hem de denizle olan bağlantısıyla Gökçeada'nın en canlı noktalarından biridir. Antik çağlardan bu yana kullanılan bu liman, aynı zamanda kalıntılarla dolu bir alandır. Tepeye çıktığınızda eski kale surlarını görebilir, aşağıda ise küçük teknelerin bağlı olduğu limanı izleyebilirsiniz. Yaz aylarında restoranlar ve kafelerle dolup taşar.

Kaleköy, özellikle akşam saatlerinde oldukça hareketlidir. Deniz kenarında yürümek, deniz ürünleriyle dolu bir sofrada oturmak isteyenler için oldukça elverişli bir ortam vardır. Limanın doğal yapısı korunmuş olduğu için bozulmamış bir sahil dokusu hissedilir. Gökçeada'da hem tarih hem de deniz kenarı deneyimi yaşamak isteyenler için Kaleköy ideal bir seçenektir.

4. Aydıncık Plajı

Gökçeada’nın en popüler plajlarından biri olan Aydıncık Plajı, uzun kumsalı ve berrak deniziyle öne çıkar. Rüzgârın sık esmesi nedeniyle rüzgâr sörfü yapanlar için oldukça uygun bir ortamdır. Plaj çevresinde konaklama ve yeme içme olanakları bulunur. Ayrıca plajdan birkaç adım uzaklıkta adanın tuz gölü de yer alır.

Plajın doğallığı ve temizliği, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker. Yaz aylarında bile kalabalık hissi yaratmayan yapısıyla sakin bir deniz tatili geçirmek isteyenler için birebirdir. Güneşin doğuşu ve batışı, bu kumsalda oldukça etkileyicidir. Aydıncık Plajı, Gökçeada'da deniz keyfi yapmak isteyenler için ideal duraklardan biridir.

5. Tuz Gölü

Aydıncık Plajı’nın hemen arkasında bulunan Tuz Gölü, adanın ilginç doğal oluşumlarından biridir. Yaz aylarında bu göl tamamen kuruyarak beyaz tuz kristalleriyle kaplanır. Güneş ışığı ile parlayan göl yüzeyi, görsel olarak oldukça dikkat çekicidir. Yerel halk bu gölden geçmişte tuz toplamakta kullanmıştır.

Tuz gölü ayrıca çamur banyoları ile de tanınır. Gölün kenarındaki siyah çamurun cilde iyi geldiği düşünülmektedir ve ziyaretçiler bu çamuru vücutlarına sürerek güneş altında kuruturlar. Fotoğrafçılar ve doğa severler için eşsiz bir ortam olur. Ada içinde farklı bir deneyim yaşamak isteyenlerin mutlaka uğraması gereken noktalardan biridir.

6. Dereköy

Dereköy, Gökçeada'nın en geniş yüzölçümüne sahip eski Rum köylerinden biridir. Zamanında binlerce kişinin yaşadığı köy, günümüzde büyük ölçüde terk edilmiş durumdadır ancak bazı evler restore edilmiştir. Sokaklar sessiz, evler taş işçiliğiyle dikkat çeker. Dereköy, adeta adanın geçmişine açılan nostaljik bir penceredir.

Köydeki terkedilmiş okullar, kiliseler ve çamaşırhaneler tarih meraklılarını cezbetmektedir. Köyün yüksek noktalarından adanın çeşitli manzaraları izlenebilir. Bazı girişimciler köyde kafeler ve pansiyonlar açarak turizmi canlandırmaya başlamıştır. Hem huzur hem de keşif arayanlar için Dereköy keşfedilmeye değerdir.

7. Marmaros Şelalesi

Gökçeada’nın doğal güzellikleri arasında yer alan Marmaros Şelalesi, adanın kuzeydoğusunda gizli kalmış bir doğa harikasıdır. Yürüyerek ya da arazi aracıyla ulaşılabilen şelale, orman içindeki dar bir vadide yer alır. Su debisi mevsime göre değişkenlik gösterse de her zaman serinletici bir etki yaratır.

Şelale çevresi yürüyüş ve kamp yapmak için elverişli bir ortam sağlar. Özellikle yaz aylarında serinlemek ve doğa içinde zaman geçirmek isteyenlerin ilgisini çeker. Marmaros, hem macera hem de doğa arayanlar için sakin ama etkileyici bir mola noktasıdır. Sessizliği ve yeşillikleriyle şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyenlere birebir gelir.

8. Gökçeada Kaya Mezarları

Adanın geçmişinde farklı kültürlerin izleri bulunur ve bu izlerden biri de kaya mezarlıklarıdır. Gökçeada’nın bazı bölgelerinde özellikle kayalık yamaçlarda oyulmuş bu mezarlar, antik çağlardan kalmadır. Zamanla aşınmış olsalar da yapıları hâlâ dikkat çekicidir.

Kaya mezarlarının çoğu, ulaşılması zor noktalarda yer aldığı için hem tarih hem doğa yürüyüşünü bir arada sağlar. Tarihle iç içe yürüyüş yapmak isteyenler için bu bölgeler keşfedilmeye açıktır. Mezarlar, ada tarihinin çok katmanlı yapısını gözler önüne serer. Sessiz ve gizemli atmosferi, burayı özel kılar.

9. Yıldız Koyu

Gökçeada Sualtı Milli Parkı içinde yer alan Yıldız Koyu, hem doğa hem de denizaltı yaşamı açısından oldukça zengindir. Koyun kayalık yapısı ve berrak denizi, dalış ve şnorkel ile keşif yapmak isteyenler için idealdir. Burada caretta carettalar ve çeşitli balık türleriyle karşılaşmak mümkündür.

Koyda denize girilebilecek küçük plaj alanları da bulunur. Sessizliği ve korunaklı yapısıyla sakin bir deniz günü geçirmek için uygundur. Doğal yapısı bozulmadan korunduğu için adanın en özel koylarından biridir. Deniz altı meraklıları için eşsiz bir gözlem alanı oluşturur.

10. Gökçeada Sualtı Milli Parkı

Türkiye'nin ilk ve tek sualtı milli parkı olan bu bölge, deniz yaşamının doğal halinde gözlemlenebildiği özel bir alan olarak öne çıkar. Milli park, deniz canlılarının yaşam alanlarını koruma amacıyla kurulmuştur. Bu nedenle balıkçılık yasaklanmış ve alan ekolojik denge açısından büyük öneme kavuşmuştur.

Dalış tutkunları için önemli bir alan olan park, deniz biyolojisine ilgi duyanların ilgisini çeker. Sualtındaki kayalık yapılar, mercan benzeri oluşumlar ve zengin ekosistem göz kamaştırıcıdır. Ziyaretçiler, profesyonel rehber eşliğinde bu bölgeyi keşfedebilir. Gökçeada’nın doğal güzellikleri sadece karada değil, su altında da kendini gösterir.

11. Aydıncık Plajı

Aydıncık Plajı, Gökçeada’nın güney kıyısında yer alan, yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda doğal bir sahildir. Altın renkli temiz kumlarla kaplı bu geniş plaj, hem denize girmek hem de kamp yapmak isteyenler için ideal bir ortam sunar.

Sahilin arkasında yer alan düzlük alanlar çadır kurmak için uygundur. Özellikle yaz aylarında kampçılar tarafından tercih edilen Aydıncık, gün doğumu ve gün batımında sunduğu manzaralarla öne çıkar. Elektrik ve su olanakları sınırlı olsa da doğayla baş başa kalmak isteyenler için huzurlu ve sade bir kamp deneyimidir.

12. Gökçeada Peynir Kayalıkları

Gökçeada'nın kuzey kıyısında yer alan Peynir Kayalıkları, Kaşkaval Burnu olarak da bilinen bölgede bulunur. Üst üste dizilmiş peynir kalıplarını andıran bu ilginç kaya oluşumları, halk arasında bu isimle anılır. Doğal ve heykelsi görünümleriyle ziyaretçilerin ilgisini çeker.

Bu kayalıkları karadan görmek mümkün değildir; sadece deniz yoluyla ulaşılabilir. Kuzu Limanı'ndan 5 dakikada, Kaleköy Limanı'ndan ise yaklaşık 15 dakikada tekneyle ulaşım sağlanabilir. Balıkçı tekneleriyle anlaşarak bu eşsiz manzarayı denizden keşfetmek mümkündür.

Kategoriler: Yurt İçi