Yurt Dışı

Escadaria Selarón: Rio’nun Renkli Merdivenleri

07 Aralık 2025
İçerikler [göster]

Rio de Janeiro’nun Lapa ve Santa Teresa mahallelerini birbirine bağlayan Escadaria Selarón, şehrin en ikonik açık hava sanat eserlerinden biri olarak her yıl milyonlarca ziyaretçiyi kendine çeker. Dünya çapında üne kavuşmuş bu renkli merdivenler, Şilili sanatçı Jorge Selarón tarafından 1990’lı yıllarda başlatılan bir kişisel sanat projesinin zamanla büyüyerek küresel bir sembole dönüşmüş hâlidir. Merdivenlerde kullanılan seramikler, çiniler, mozaik parçaları ve farklı dokulardaki yüzlerce karo, ziyaretçilere hem sanat hem de kültürel çeşitlilik açısından eşsiz bir atmosfer sunar.

Lapa bölgesinin canlılığı ve Santa Teresa’nın bohem ruhu arasında yer alan bu merdivenler, Rio’nun enerjisini en iyi yansıtan noktalardan biridir. Hem turistler hem de yerel halk için buluşma alanı hâline gelmiş olan Escadaria Selarón, yalnızca görsel bir şölen sunmakla kalmaz; aynı zamanda sokak sanatının, bireysel yaratıcılığın ve kentsel kültürün birleştiği bir yer olarak dikkat çeker. Fotoğraf tutkunları için renklerin büyüleyici uyumu, her açıdan etkileyici kareler ortaya çıkarır ve merdivenlerin dünya çapında sosyal medya fenomeni olmasının başlıca sebeplerinden biridir. Rio de Janeiro Hakkında Detaylı Gezi Rehberimizi Buraya Tıklayarak Okuyabilirsiniz

Tarihçesi ve Adının Kökeni

Escadaria Selarón’un hikâyesi, tamamen kişisel bir tutkunun yıllar içinde global bir sanat simgesine dönüşmesini anlatır. Şilili ressam Jorge Selarón, Rio’ya taşındıktan sonra yaşadığı evin önündeki merdivenlerin bakımsız hâline müdahale etmeye karar verir. Başlangıçta yalnızca birkaç basamağı boyayan ve süsleyen Selarón, zamanla bu işi bir yaşam misyonu hâline getirir. Dünyanın dört bir yanından insanlar ona karo ve çini gönderir; böylece merdivenler uluslararası bir mozaik kompozisyonuna dönüşür.

Merdivenler, “Selarón’un Sonsuz Projesi” olarak anılır, çünkü sanatçı hayatı boyunca merdivenleri sürekli değiştirmiş, eklemeler yapmış ve yeni motiflerle zenginleştirmiştir. Projenin asla tamamlanmaması gerektiğini söyleyen Selarón, Escadaria’nın yaşayan bir sanat eseri olmasını amaçlamıştır. Bu vizyon, merdivenleri yalnızca bir turistik nokta olmaktan çıkarıp Rio’nun kültürel kimliğinin ayrılmaz bir parçası hâline getirmiştir.

Mimari ve Sanatsal Yapısı

Escadaria Selarón, yaklaşık 215 basamaktan oluşur ve 60 metre uzunluğa yayılır. Merdivenin her basamağı farklı renkte ve dokuda çinilerle kaplanmıştır. Kırmızı tonları eser boyunca öne çıkarken, mavi, sarı ve yeşil gibi canlı renkler kompozisyona dinamik bir görünüm kazandırır. Kullanılan çiniler; Brezilya, Portekiz, Meksika, İspanya, Fas ve daha birçok ülkeden gelmiştir.

Seramik parçaları arasındaki desen farklılıkları, merdivenlerde kültürlerarası bir harmoni oluşturur. Bazı karolarda ünlü şehirler, bazı karolarda futbol takımları, bazı karolarda ise insan yüzleri veya soyut desenler yer alır. Bu çeşitlilik Escadaria Selarón’u sadece bir merdiven değil, çok uluslu bir açık hava galerisi hâline getirir. Selarón’un kırmızı ağırlıklı tasarım tercihleri ise eserin bütünlüğünü sağlayarak merdivenlere imzasını bırakır.

Kültürel Önemi

Escadaria Selarón, Rio’nun popüler kültüründe önemli bir yere sahiptir. Birçok film, dizi, müzik videosu ve reklamda kullanılmış; özellikle uluslararası pop kültüründe Rio denildiğinde akla gelen simgelerden biri olmuştur. Caz festivalleri, sokak gösterileri ve fotoğraf etkinlikleri için de sıkça tercih edilen bir mekândır.

Ayrıca merdivenler, Rio’nun çok kültürlü yapısını ve sokak sanatına verdiği değeri somut bir şekilde temsil eder. Burayı ziyaret eden turistlerin çoğu, hem sanat hem de şehir kimliği açısından Escadaria Selarón’u Rio’nun en özgün duraklarından biri olarak değerlendirir.

Ziyaret İçin Öneriler

Konum ve Ulaşım:
Merdivenler Lapa Kemerleri (Arcos da Lapa) yakınında yer alır. Metro ile Cinelândia veya Glória duraklarına gelip kısa bir yürüyüşle ulaşılabilir.

Yakın Çevrede Bulunan Önemli Yerler:

  • Arcos da Lapa: Rio’nun en bilinen kemerli yapısı, merdivenlere 5 dakika mesafede.
  • Santa Teresa Mahallesi: Bohem kafeler, butik atölyeler ve sanat galerileriyle ünlü.
  • Catedral Metropolitana: Modern mimarisiyle dikkat çeken katedral kısa yürüyüş mesafesindedir.
  • Carioca Akbaba Tramvayı (Bonde): Santa Teresa’ya çıkan nostaljik tramvay hattı.

Ziyaret İpuçları:

  • Sabah saatleri hem fotoğraf çekimi hem de kalabalıktan kaçınmak için en uygun zamandır.
  • Yakın çevrede yoğun turist hareketi olduğundan kişisel eşyalarınıza dikkat etmenizde fayda vardır.
  • Basamakların ortası kalabalık olabileceğinden en güzel fotoğraf kareleri genelde kenar bölümlerde yakalanır.
  • Yaz aylarında güneş güçlü olduğu için şapka ve su bulundurmak rahat bir ziyaret sağlar.
Kategoriler: Yurt Dışı