Çanakkale Boğazı’nın kıyısında, tarihle iç içe bir yaşam sağlayan Eceabat, hem doğal güzellikleri hem de derin tarihî geçmişiyle dikkat çeken bir ilçedir. Gelibolu Yarımadası üzerinde yer alan bu şirin ilçe, özellikle Çanakkale Savaşları'nın izlerini taşıyan anıtları, şehitlikleri ve tarihi kalıntılarıyla ziyaretçilerine anlamlı bir yolculuk vadeder. Sessiz sokaklarında dolaşırken bir yandan denizin serin esintisi hissedilirken, diğer yandan geçmişin izleriyle dolu bir atmosfer sizi sarar.
Eceabat, tarihi öneminin yanı sıra doğa severler için de cazip bir rotadır. Yeşille mavinin iç içe geçtiği kıyıları, trekking rotaları ve kamp alanlarıyla huzurlu bir tatil arayanlara hitap eder. Özellikle Kabatepe ve çevresindeki doğal alanlar, hem dinlenmek hem de keşfetmek isteyenler için idealdir. Boğazın karşı kıyısındaki Çanakkale manzarası eşliğinde güneşi batırmak, Eceabat’ta yaşanabilecek en unutulmaz anlardan biridir.
1. Kilitbahir Kalesi
Fatih Sultan Mehmet tarafından 1452 yılında yaptırılan Kilitbahir Kalesi, Çanakkale Boğazı’nın en dar noktasında yer alır. Karşısındaki Çimenlik Kalesi ile birlikte boğazın güvenliğini sağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Kalenin üç yapraklı yonca biçimindeki mimarisi, Osmanlı kale mimarisi açısından dikkat çekicidir. Duvarları boyunca dolaşırken hem savunma amaçlı yapılmış burçları hem de iç avludaki düzenlemeleri incelemek mümkündür.
Kilitbahir Köyü’nün hemen yanında yer alan bu tarihi yapı, ziyaretçilere geçmişin askeri stratejisini yakından görme fırsatı verir. Kaleye çıkan merdivenlerden yukarıya ulaşıldığında Çanakkale Boğazı’nın etkileyici manzarası izlenebilir. Restorasyon çalışmalarıyla birlikte iç bölümleri de gezilebilir hale gelmiştir. Tarihi atmosferi koruyan bu yapı, hem mimari hem de stratejik konumu bakımından Eceabat’ın öne çıkan noktalarından biridir.
2. Çanakkale Şehitler Abidesi
1915 Çanakkale Savaşları’nda hayatını kaybeden askerlerin anısına yapılan Çanakkale Şehitler Abidesi, Gelibolu Yarımadası’nın en sembolik yapılarındandır. 41,7 metre yüksekliğindeki bu anıt, Morto Koyu’na hâkim bir tepede yer alır. İnşa çalışmaları 1954 yılında başlamış ve 1960 yılında tamamlanmıştır. Abideye ulaşan yol boyunca savaş alanlarına dair birçok bilgi ve anlatım panoları yer alır.
Ziyaretçiler, anıta ulaşınca etkileyici bir sessizlikle karşılaşır. Çevresindeki sembolik mezarlar, yazıtlar ve rölyefler ziyaretçilere savaşın dramatik yönlerini hissettirir. Her yıl 18 Mart’ta burada anma törenleri düzenlenir ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanlar bu özel günde bir araya gelir. Şehitler Abidesi, hem tarih bilinci oluşturmak hem de bu topraklarda verilen mücadeleyi anlamak adına önemli bir duraktır.
3. Alçıtepe Köyü ve Tarihî Alan
Alçıtepe Köyü, Eceabat’a bağlı tarihi bir yerleşim yeridir. Çanakkale Savaşı sırasında yoğun çatışmalara sahne olan bu köy, savaşın izlerini taşıyan en önemli noktalardan biridir. Köyün içinde yer alan savaş müzesi, döneme ait silah, kıyafet ve kişisel eşyalarla savaşın gerçek yüzünü gözler önüne serer. Köy meydanında dolaşırken ziyaretçileri karşılayan yazıtlar ve bilgilendirici tabelalar, savaşın etkilerini hissettirir.
Alçıtepe çevresinde bulunan siperler ve hendekler, dönemin savunma sistemlerini daha iyi anlamak için oldukça etkileyicidir. Doğayla iç içe olan köy, aynı zamanda huzurlu bir atmosfere sahiptir. Savaşın yaşandığı topraklarda geçmişle bugünü bir arada görmek mümkündür. Alçıtepe Köyü, yalnızca tarih değil, aynı zamanda doğal yaşam ve yöresel kültür açısından da önemli bir duraktır.
4. Conkbayırı
Conkbayırı, Çanakkale Savaşları’nın seyrini değiştiren stratejik bir tepe olarak bilinir. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” dediği yer olarak hafızalarda yer edinmiştir. Bölgeye çıkan yolda yer alan anıtlar, mezarlıklar ve tarihi tabelalar, ziyaretçilere yaşanan mücadeleyi anlatır. Tepeye ulaşıldığında hem Ege Denizi hem de Anafartalar Ovası izlenebilir.
Conkbayırı’ndaki Atatürk Anıtı, bölgenin en dikkat çekici yapılarından biridir. Çevresindeki İngiliz ve Anzak mezarlıkları, savaşın çok uluslu boyutunu gözler önüne serer. Buradaki serin rüzgarlar eşliğinde yapılan gezinti, duygusal bir deneyim yaratır. Özellikle tarih meraklıları ve öğrenciler için hem bilgi verici hem de ilham verici bir alandır. Conkbayırı, Eceabat’ta tarih ve doğanın iç içe geçtiği eşsiz noktalardan biridir.
5. 57. Alay Şehitliği
Alay, Çanakkale Savaşı sırasında büyük bir kahramanlık göstererek tarihe geçen birliklerden biridir. Bu alay, Atatürk’ün emriyle hiç tereddüt etmeden ölüme yürümüş ve neredeyse tamamı şehit olmuştur. Onların anısına yapılan 57. Alay Şehitliği, ziyaretçileri derin bir saygı ve hüzün duygusuna yöneltir. Girişte yer alan kitabede Mehmetçik’in fedakarlığı ve cesareti hakkında bilgi verilir.
Anıt çevresinde temsili mezarlar ve hatıra ormanı yer alır. Sessizliği ve düzenli yapısıyla bu alan, tarihe tanıklık etmek isteyenlerin uğrak yeridir. Savaş sırasında yaşanan zorluklar ve birlik ruhu burada daha yakından hissedilir. Rehberli turlarla ziyaret edildiğinde, bölgeye dair çok daha kapsamlı bilgiler edinmek mümkündür. 57. Alay Şehitliği, sadece Çanakkale’nin değil, Türkiye’nin tarihsel hafızasında özel bir yere sahiptir.
6. Seddülbahir Kalesi
Seddülbahir Kalesi, Osmanlı döneminde Çanakkale Boğazı’nın savunması için inşa edilen önemli bir yapıdır. 1659 yılında IV. Mehmet döneminde yaptırılan kale, Gelibolu Yarımadası’nın güney ucunda yer alır. Stratejik konumu sayesinde hem boğazı hem de deniz trafiğini kontrol etme imkânı tanımıştır. Kale, 1915 Çanakkale Savaşları sırasında da aktif olarak kullanılmıştır.
Günümüzde yapılan restorasyon çalışmalarıyla birlikte tarihi dokusu korunan kale, ziyaretçilere açık haldedir. Kale içindeki burçlar ve mazgallar gezilebilir durumdadır. Ziyaret sırasında savaş dönemine ait izler görmek mümkündür. Çevresindeki açık alanlar ve deniz manzarası, burada geçireceğiniz vakti daha anlamlı kılar. Tarihî öneminin yanı sıra mimarisiyle de dikkat çeken Seddülbahir Kalesi, Eceabat’ta mutlaka görülmesi gereken yapılardan biridir.
7. Namazgah Tabyası
Namazgah Tabyası, Çanakkale Boğazı’nın kıyısında bulunan ve Osmanlı döneminde topçu bataryası olarak kullanılan önemli savunma noktalarındandır. Boğazın kontrolünü sağlamak amacıyla konumlandırılan bu tabya, hem denizden hem de karadan gelebilecek tehditlere karşı hazırlanmıştır. Tabyada yer alan büyük toplar ve savunma noktaları, dönemin askeri mimarisini yansıtır.
Ziyaretçiler burada, Çanakkale Savaşı sırasında topçu birliklerinin nasıl konuşlandığını ve hangi stratejilerle çalıştığını gözlemleyebilir. Bilgilendirici panolar eşliğinde yapılan geziler, savaşın teknik boyutuna dair fikir verir. Namazgah Tabyası, sade yapısı ve etkileyici konumuyla tarihe ilgisi olan herkesin uğraması gereken yerlerden biridir. Aynı zamanda çevresindeki açık alanlarda yürüyüş yapılabilir ve manzara eşliğinde tarihle baş başa kalınabilir.
8. Kabatepe Orman Kampı
Kabatepe Orman Kampı, Eceabat’ın doğayla iç içe yüzünü temsil eden huzurlu bir noktadır. Geniş ormanlık alanlar, kampçılar ve doğa severler için ideal bir ortam oluşturur. Aynı zamanda Kabatepe Plajı da yakınındadır, böylece denize girme imkânı da bulunur. Sessizliği, temiz havası ve doğal güzellikleri ile özellikle yaz aylarında yoğun ilgi görür.
Alanın içinde çadır kurmak için ayrılmış bölümler, piknik masaları ve yürüyüş yolları yer alır. Kampçılar sabah kuş sesleri eşliğinde uyanırken, akşamları yıldızlarla dolu gökyüzü altında vakit geçirebilir. Elektrik ve su gibi temel ihtiyaçların karşılanabileceği tesisler de mevcuttur. Hem günübirlik geziler hem de uzun süreli kamp planları için uygun bir bölgedir. Kabatepe Orman Kampı, şehir hayatından uzaklaşıp doğada vakit geçirmek isteyenler için harika bir seçenektir.
9. Anzak Koyu
Anzak Koyu, Çanakkale Savaşı’nda önemli bir çıkartma noktası olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. 25 Nisan 1915 sabahı Avustralya ve Yeni Zelanda askerleri (ANZAC) bu kıyıya çıkmış ve savaşın en çetin mücadeleleri burada yaşanmıştır. Bugün, bu koy ziyaretçilere savaşın duygusal yönünü hissettiren bir anma alanıdır. Her yıl 25 Nisan’da “Anzak Günü” etkinlikleri burada düzenlenir.
Koyun çevresinde sessizliği bozan tek şey, zaman zaman yapılan anonslar ve tören hazırlıklarıdır. Deniz kıyısına yerleştirilmiş anıtlar, kayalıkların üzerine yazılmış yazıtlar ve çiçeklerle süslenmiş mezarlık alanları ziyaretçileri derinden etkiler. Anzak Koyu, savaşın çok uluslu yapısını ve kaybedilen binlerce hayatın ortak acısını yansıtır. Sade ama anlam yüklü bu alan, Çanakkale’nin en önemli sembollerinden biri olarak kabul edilir.
10. Şahindere Şehitliği
Şahindere Şehitliği, Çanakkale Savaşı sırasında hastanelerin bulunduğu ve binlerce yaralı askerin tedavi edildiği bir bölge olarak bilinir. Tedavi gören birçok asker burada şehit olmuş ve bu bölgeye defnedilmiştir. Günümüzde düzenlenmiş haliyle ziyaretçilere açık olan şehitlik, manevi değeri yüksek alanlardan biridir. Sessiz atmosferi ve çevredeki çam ağaçları, burada geçen zor günleri hatırlatır.
Şehitliğe ulaşıldığında girişte yer alan büyük anıt ve çevresindeki sembolik mezarlar dikkati çeker. Her bir mezar taşı, ismi bilinmeyen ama kahramanlıklarıyla hafızalarda yer etmiş Mehmetçikleri temsil eder. Ziyaretçiler, burada dua edip geçmişe saygı duruşunda bulunabilir. Rehberli turlar sırasında verilen bilgiler, savaşın tıbbi boyutuna dair önemli bilgiler içerir. Şahindere Şehitliği, hem duygusal hem de tarihî bir yolculuğa çıkmak isteyenler için anlamlı bir duraktır.
11. Tabib Hasan Paşa Camii
Tabib Hasan Paşa Camii, Kilitbahir Köyü sınırları içinde yer alan, Osmanlı dönemine ait önemli bir ibadet ve kültür yapısıdır. 1659 yılında dönemin denizcilik ve tıp alanında etkili isimlerinden Tabib Hasan Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Caminin sade mimarisi, dönemin tipik Osmanlı taş işçiliğini yansıtır. Kare planlı yapısı, tek şerefeli minaresi ve dış cephedeki taş süslemelerle dikkat çeker. Caminin bulunduğu alan, Kilitbahir Kalesi'ne yürüme mesafesinde olduğundan, tarihi bir rota üzerinde yer alır.
Cami küçük bir avluya sahiptir ve çevresinde zamanla oluşmuş mezar taşları ve kitabeler görülür. Bu yapılar, caminin yalnızca bir ibadet yeri değil, aynı zamanda manevi bir merkez olarak da kullanıldığını gösterir. Sessiz ve sade atmosferiyle ziyaretçilerine huzurlu bir mola noktası sağlar. Caminin iç mekânı da oldukça sadedir; ahşap tavanı ve geleneksel mihrap yapısı korunmuştur. Eceabat ve Kilitbahir çevresindeki Osmanlı mimarisini keşfetmek isteyenler için bu cami mutlaka görülmesi gereken yapılar arasında yer alır.