Mazgirt, Tunceli'nin tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan ilçelerinden biridir. Zengin kültürel mirası, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan kalıntılarla dikkat çeker. İlçede bulunan Mazgirt Kalesi, tarih severler için önemli bir ziyaret noktasıdır. Doğal yapısıyla da etkileyici manzaralar olan Mazgirt, özellikle yeşil vadileri ve berrak dereleriyle doğa tutkunlarının ilgisini çeker.
Mazgirt’in sakin ve samimi atmosferi, ziyaretçilere huzurlu bir kaçamak imkanı sağlar. Bölgedeki el sanatları ve yöresel lezzetler, kültürel deneyimi zenginleştirir. Yürüyüş ve trekking gibi açık hava aktiviteleri için ideal olan ilçede, doğayla iç içe keyifli vakit geçirmek mümkündür. Mazgirt, hem tarih hem de doğa meraklıları için keşfedilmeyi bekleyen özel bir lokasyondur.
1. Mazgirt Kalesi
Mazgirt Kalesi, ilçenin en önemli tarihi yapılarından biridir. Selçuklu döneminden kaldığı düşünülen kale, yüksek bir tepede konumlanmıştır. Kaleden ilçenin panoramik manzarası gözlemlenebilir. Kalede yapılan kazılarda birçok tarihi eser bulunmuştur ve bölgenin geçmişi hakkında ipuçları verir. Kaleye ulaşım, doğa yürüyüşü yapmayı sevenler için keyifli bir deneyimdir.
Kalenin taş işçiliği ve mimari özellikleri dönemin askeri savunma anlayışını yansıtır. Restorasyon çalışmalarıyla korunmaya alınan bu yapı, bölge tarihine ışık tutar. Tarihle iç içe olmak isteyenler için Mazgirt Kalesi mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında yer alır.
2. Munzur Dağları (Mazgirt Çevresi)
Munzur Dağları, Mazgirt’in doğal çevresinin en dikkat çekici kısmını oluşturur. Dağlar, zengin flora ve faunasıyla doğa meraklılarını cezbeder. Yürüyüş ve dağcılık için uygun rotalara sahip olan bölge, yıl boyunca ziyaretçi çeker.
Dağların yüksek kesimleri kış aylarında karla kaplanır. Bölgede temiz hava ve sessizlik, doğa ile bağlantı kurmayı sağlar. Munzur Dağları, hem ekoturizm hem de kültürel açıdan Mazgirt için önem taşır.
3. Elti Hatun Camii
Tunceli’nin Mazgirt ilçesinde bulunan Elti Hatun Camii, Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan’ın oğlu 11. Süleyman Şah’ın kızı veya torunu Elti Hatun tarafından 13. yüzyılda yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı caminin harim kısmının üzeri özgün hâlinde toprak damla örtülmüştür. İç mekânda mihraba paralel iki sıra hâlinde toplam dört paye yer alır ve bu düzenleme harim bölümünü üç sahana ayırır. Pencere kemerleri tuğladan yapılmıştır.
Mihrap, dışarıya taşkın bir yapıdadır ve taş işçiliği ile dikkat çeker; nişi istiridye kabuğu biçimindedir. Taç kapısı derin olmayan bir niş içinde yer alır; bu nişin kemeri sivri, iç kemeri ise yuvarlaktır. İç kapı nişi stalaktitlidir ve üzerinde yapıya ait kitabe bulunur. Caminin kuzeybatı köşesinde sonradan açılmış ikinci bir kapı yer almaktadır. Caminin kuzey cephesine bitişik çeşmenin nişi de stalaktitlidir ve yapı kesme taşla inşa edilmiştir. 1952 yılında güneybatı köşesine minare eklenmiştir. Caminin orijinal çatısı kurşun kaplı kırma çatı biçimindedir. Mimari detaylarıyla Selçuklu taş işçiliğinin önemli örneklerindendir.
